Genetiği Değişmemiş Tohumlar

Binlerce yıllık gelenekleri, tarımsal alışkanlıklarımızı bir kenara bıraktık. Daha fazla ve daha kolay para kazanabilmek için kendi kendimizi yok etmeye çalışıyoruz. Genetiği ile oynanmış tohumlar, yiyecekler maalesef hayatımızın bir parçası haline geldi. Tabi ki bunlarla birlikte modern hastalıklar, sağlıksız yiyecekler hayatımızın büyük bölümünü ele geçirdi. Çok uzun yıllardır genetiği değişmemiş tohumlar ile üretim yapan üreticiler olarak bilgilerimizi sizlere aktaracağız. Bu konunun sadece biz köylüler ile çözülemeyeceği aşikar durumdadır. Genetiği değişmemiş tohumlar ile üretim yapmaya Karaot Köylüleri olarak devam edeceğiz.

Sebze ve meyvelerin neden genetiği değiştirildi

Bu konuyu anlamak istiyorsak öncelikle neden sorusunu sormamız gerekiyor. 1950’li yıllardan sonra tarımsal işlerin zorluğu, insanların bu işlerde çalışmak istememesi, köylerden şehre göçlerin artması, tarımsal alanların sürekli azalması, çevre kirliliğinden dolayı istenilen tarımın yapılamaması gibi sebeplerden dolayı genetiğinin değişmesine ihtiyaç duyulduğu söyleniyor.

Örnek; Kırmızı domatesin birçok çeşidi bulunmaktadır. Her domatesin kendine özgü avantajlı veya dezavantajlı tarafları vardır. Üreticiler bu durumlara hakimdir.

2 farklı domates türünü dikkate alalım.

Birinci domatesin dış kısmı dayanıklı ve serttir. Görüntü itibariyle çok alımlı ve bütün lojistik şartlarına uygundur. Ancak tat, aroma konusunda çok kötüdür.

İkinci domates tat, aroma konusunda çok iyidir ama görüntüsü çok kötüdür. Dayanıklılık ve sertliği yoktur. Çok hızlı bozulur ve lojistik için uygun değildir.

GDO sisteminde bu iki ürünün avantajlı kısımlarını kullanarak tek bir ürün yaratmaktır. İşlemin sonucunda dayanıklı ve tadı güzel olan bir domates yaratılmış olmaktadır.

Amaç bu şekilde anlatılmaktadır ama arka planda maalesef çok büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Binlerce yıllık doğanın dengesi bozulmakta, bütün tarım alışkanlıklarımız yok olmaktadır. Yediğimiz ürünlerin ne olduğunu bilmeden tüketir hale geldik. Yediklerimizden zevk alamaz hale dönüştük.

Modern tarım bize daha ucuz ve daha fazla ürün sağlayacağını vaat ediyordu. 2000’li yıllara geldiğimizde birçok insanın gıdaya ulaşmasında sorunlar olduğunu görüyoruz. Hiç olmadığı kadar gıda fiyatları yükseldi. Gıdaların tatları ve kaliteleri maalesef sürekli düşüyor. Birçok kişi sağlıklı gıdaya ulaşabilmek için büyük çabalar harcıyor. Organik ürünlere inanılmaz fiyatlar ile ulaşılıyor. Aslında organik gıdalar 40-50 yıl öncesine gittiğimizde herkesin çok kolay ulaşabildiği ürünlerdi. Kimse için lüks bir tüketim değildi.

Genetiği değişmemiş tohumlar ve Karaot Köyü

Karaot Köyü üreticileri olarak çok uzun yıllardır eski tohumlarımızı korumaya ve sahip çıkmaya devam ediyoruz. 1700’lü yıllardan bu güne kadar Karaot Köyü üreticileri atalık tohumlar ile üretim yapmaya devam etmiş. Özellikle 1980’lerden sonra hayatımıza girmeye başlayan GDO’lu ve hibrit tohumlar ile Karaot Köyü’nün mücadelesi başladı.

Türkiye’de bulunan üreticilerin hemen hemen tamamı hibrit tohum ile üretime geçerken 2000’li yıllarda Karaot Köyü üreticileri bu konuya karşı çıktı. Birçok ziraat mühendisinin köylere gelmesi, hibrit tohumların daha fazla verim vermesi gibi birçok sebep köylüleri atalık tohumlardan uzaklaştırmadı. Atalarından gelen tohumlar ile üretim yapmaya devam ettiler. Büyüklerinden öğrenmiş oldukları bütün tarım tekniklerini gelecek nesillerde devam ettirdiler.

2010 yılından sonra bu tohumların önemini ülkemizde birçok kişi anlamaya başladı ama kimsenin elinde tohum kalmamıştı. Bu tarihten itibaren Karaot Köyü’nde yaşayan ve elinde atalık tohumlar bulunan kişiler çoğaltma ve ülkenin tamamına yayma düşüncesine girdi.

2010 yılından bu yana nesli tükenmek üzere olan tohumlar bakir topraklara ekiliyor. Bu ürünlerden alınan tohumlar bir sonraki sene için köylüler tarafından alınıyor. Fazla alınmış olan tohumlar satılıyor veya ücretsiz festivallerde dağıtılıyor. Şu ana kadar binlerce kişiye atalık tohumların gönderimi sağlandı. Buralardan gelen paralar yine tohumlara aktarılıyor ve daha fazla üretim yapılmasına sebep oluyor.

Genetiği değişmemiş tohumlar üretmeye ve sahip çıkmaya devam ediyoruz.

Hibrit tohum ve yerli tohum arasındaki farklar

  • Öncelikle söylendiği gibi hibrit tohumlar, yerli tohumlara göre çok daha fazla verim vermez. Bu tamamen bir pazarlama reklamıdır. Doğru üretim yöntemleri kullanıldığı taktirde yerli tohumlarda, hibrit tohumlar kadar verim vermektedir.
  • Hibrit tohumlar kısırdır. Yani sadece bir yıllık üretim yapılabilir. Ürünlerden tohum alarak tekrar ekim yapamazsınız. Bir sonraki sene tekrar tohum almanız gerekmektedir. Dövize endeksli olması sebebiyle hibrit tohumlar çok büyük maliyet içerir. Yerli tohumlara bir defa sahip olmak yeterlidir. Her yıl üründen tekrar tohum alınır ve bir sonraki sene için tekrar üretim yapılabilir. Tohum maliyeti hiç yoktur.
  • Hibrit tohumlar melezlenme yoluyla yaratılmıştır. Tam olarak doğal tohumlardır diyemeyiz. Yerli tohumlar doğanın bize vermiş olduğu doğal tohumlardır.
  • Hibrit tohumlar ile üretilen ürünlerde, tohuma uygun kimyasal gübre, ilaç kullanımı yapılması gerekmektedir. Eğer ciddi verim almak istiyorsanız gübre, ilaç belirtildiği gibi uygulanması gerekir. Yerli tohumlar için kimyasal gübre, ilaç kullanımına gerek yoktur. Hayvan gübresi kullanılabilir ve kendi yaptığınız doğal ilaçlar ile mücadele edebilirsiniz.

Herşey Bir Tohumla Başlar

Genetiği değişmemiş tohumlar ile ilgili daha fazla bilgi almak için whatsapp üzerinden bize yazabilirsiniz. Genetiği değişmemiş tohumlar ile üretmiş olduğumuz ürünlerden satın almak için mağaza bölümünü ziyaret edebilirsiniz.

Karaot Köyü Üreticileri olarak görüşlerinizi ve düşüncelerinizi yazmanız bizi mutlu eder.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Ana Sayfa
WhatsApp
Instagram
Alışveriş
0